24 Aralık 2011

Büyük baba ve Torunu

Sizlere Tolstoy'dan, ders alınması gereken küçük bir öykü.

Büyük baba ve Torunu
Bir zamanlar oğlu, gelini ve dört yaşındaki torunuyla birlikte yaşayan yaşlı bir adam vardı. Elleri titriyor, gözleri eskisi denli iyi görmüyor ve yürürken sürekli sendeliyordu. Yemek zamanı geldiğinde tüm aile masaya birlikte otururdu. Fakat yaşlı büyükbabanın titreyen elleri ve bulanık gören gözleri yemeği işkenceye dönüştürüyordu. Bezelyeler kaşığından yere yuvarlanıyor, bardağı tuttuğunda masa örtüsüne süt sıçratıyordu. Oğlu ve gelini bu durumdan rahatsız olmaya başlamışlardı.

Böylece karı koca köşeye küçük bir masa yerleştirdiler. Ailenin geri kalanları yemeklerinin tadını çıkarırken, büyükbaba bu masada tek başına yiyordu. Zaman içinde bir iki tabak kırmasının ardından büyükbabaya yemekleri tahta tabakta verilmeye başlandı.

Böyle yalnız başına yemek yerken yaşlı adama göz attıklarında onu sessizce ağlarken buldukları oluyordu. Yine de karı kocanın büyükbaba ile konuşmaları yalnızca düşürdüğü çatal, döktüğü yemek için yapılan azarlamaların ötesine gitmiyordu.

Ailenin en küçük bireyi ise tüm bunları sessizce izliyordu. Bir öğleden sonra babası küçük oğlunu tahta parçalarıyla uğraşırken buldu ve tatlı bir sesle ona ne yaptığını sordu. Oğlu ise aynı tatlılıkla ''Sana ve anneme ben büyüdüğümde kullanmanız için küçük birer kase yapıyorum.'' diye yanıt verdi ve işine devam etti. Bu sözcükler anne babasını o denli etkiledi ki, bir süre gözlerinden süzülen yaşlarla sessizliklerini korudular. Her ikisi de yapılması gerekeni biliyordu.

O akşamdan itibaren büyükbaba yeniden ailesiyle aynı masada yemeğini yedi ve ne oğlu, ne gelini düşen bezelyeleri, ıslanan masa örtüsünü, dökülen sütü dert etti....
TOLSTOY

Bizde o günlere gelicez.
Paylaşmanız dileğimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder