22 Mart 2011

Afet yönetimi nedir.

Doğal afetler toplum ve insan yaşamında çok önemli dönüm noktalarıdır. Geçen yüzyıllık süre içinde doğal afetler, sayısal ve yarattığı olumsuz sonuçlar nedeniyle dünyanın gündemini daha fazla işgal etmiş ve sorunun giderilmesine yönelik akılcı çözümlerin neler olabileceği üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Yaşanan süreçlerin birbirine benzer olmaları her afetin belli bir zaman içinde geliştiği, meydana geldiği ve sonuçta insan tarafından yaratılmış değerleri yok ettiği görüldüğünden, bu aşamaları bir biriyle ilişkili olarak ele almak ve her aşamada neler yapılması gerektiğini belirleyerek planlanabilir ve uygulanabilir bir süreci yönetmek düşüncesi afet yönetimi kavramının altyapısını oluşturmuştur.
Önce, Tehlike, Afet ve Risk kavramlarını açalım:
Tehlike: Doğal ve insan eliyle oluşturulmuş çevremizde insan yaşamını etkileyecek olumsuz ve nadir olaylardır
Afet: Toplumsal yaşamı kesintiye uğratarak veya durdurarak fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar oluşturan ve o topluluğun kendi olanaklarıyla üstesinden gelemeyeceği doğal ve insan kaynaklı olayların sonuçlarıdır.
Risk: Belli bir olayın belli bir büyüklükte meydana gelmesi durumunda ulaşacak kayıpların toplamıdır.
Doğal ve insan kaynaklı olayların hangi bölgelerde, hangi zaman diliminde ve hangi büyüklükte meydana gelebileceğini ortaya koyan çalışmalara ‘’tehlikenin belirlenmesi’’ çalışmaları denir. Bir olayın afet diye nitelendirilebilmesi için sadece meydana gelmesi değil aynı zamanda insanlar üzerinde büyük kayıplar doğurması gerekir.
Afet Yönetimi :
Afet sonucunu doğuracak olayların önlenmesi veya zararlarının azaltılmasına yönelik ve afet öncesinde, afet sırasında ve sonrasında yapılması gereken çalışmaların planlanması ve uygulanması için toplumun tüm kaynaklarını ve kurumlarını sürece katarak yönetilmesi işidir.
Afet yönetimi 4 aşamadan oluşmaktadır.
1-ÖNLEME VE ZARAR AZALTMA: Afet tehlikesi ve riski belirlenir, toplum bunlar konusunda bilgilendirilir ve bilinçlendirilir, yasal ve idari yapı geliştirilir, ar-ge çalışmaları yapılır ve ulusal strateji saptanır, önleyici ve zarar azaltıcı mühendislik işleri yapılır
2- HAZIRLIK: Merkezi ve yerel düzeyde acil durum planları yapılır, görevli personel eğitimi ile toplumsal tatbikatlar icra edilir. Arama ve kurtarma faaliyetleri örgütlenir, alarm ve erken uyarı sistemleri , bölgesel ve yerel teçhizat depoları kurulur, Kentsel dönüşüm ve güçlendirme projeleri desteklenir.
3-MÜDAHALE: Afetin oluşundan hemen sonraki acil hizmetleri kapsar. İletişim, arama-kurtarma, acil tedavi, geçici iskan, beslenme, güvenlik, psikolojik destek, tahliye, çevre sağlığı gibi.
4-İYİLEŞTİRME: Afete uğrayan topluluğun yaşam koşullarını afet öncesi koşulların üstüne çıkarmayı hedefleyen uzun vadeli işlerdir. Bunlar, konutların ve altyapının yapılması eğitim, sosyal ve ekonomik çalışmalardır.
Ülkemizde afet yönetimi konusunda adımlar 1939 yılından sonra atılmış ve 4623 sayılı yasa ile afetten önce ve sonra neler yapılacağı saptanmıştır. İlk yapı yönetmeliği ve deprem bölgeleri haritası bu yasa ışığında hazırlanmıştır.
1958 yılında İmar ve İskan Bakanlığı kurulmuş ve 1959 yılında yürürlüğe giren 7269 sayılı yasa ile afet hizmetleri bu bakanlığın görevleri arasında sayılmış daha sonra 1964 yılında kurulan Afet İşleri Reisliği, 1965 yılında Genel Müdürlüğe dönüştürülerek afet sürecinin arama- kurtarma, güvenlik ve sağlık hizmetleri dışında neredeyse tamamında merkezi düzeyde yetkili kılınmıştır. Arama kurtarma hizmetleri 7126 sayılı yasa çerçevesinde İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü tarafından yapılmakta, bunun dışında KIZILAY başta çadır, battaniye, yiyecek, giyecek olmak üzere iç ve dış yardımların toplanması ve dağıtımında kan temini dahil sağlık hizmetlerinde çok önemli görevler yapmaktadır.
Merkezi düzeyde Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, MTA, Üniversiteler, TÜBİTAK ve Türk Silahlı Kuvvetleri bu süreçte yer alan önemli kurumlardır.
Yerel düzeyde ise İl Valisi ve ona bağlı İl Kurtarma ve Yardım Komitesi tek ve tam yetkilidirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder